27 Ekim 2010 Çarşamba

talk to me now ı'm older

Bugün müzik dersinde sanırım 45. kere Piyanist'i izledik. İzlemez olaydık. Sabahın körüne felsefe dersi koymuşlar bi kez, üstüne de başından sonuna kadar bir şekilde kahramanlık yapıp bütün insanlığı kurtarmasını beklediğim ama hiçbişey yapamayan esas oğlanın oynadığı bir film. Ama konu bu değil. Konu bizim birşeylerin farkında olmamız. Yani ben istediğim hayatı yaşayamayacaksam gerçekten sabah sabah yaptığım felsefenin de yüz saat uğraşıp çözdüğüm matematik probleminin de hiç önemi yok. Ve böyle hayatın anlamı, farkındalık, farkında oldukça mutsuz olmak diye konuşuyoruz ya, 2 dakka geçmiyo Lou Reed taklidi yaparken buluyorum kendimi. E hani noldu diyorum yani. Bunların farkında değilmişim gibi yaşayamam ama aynı şekilde sürekli "siz daha gülün eğlenin dünyanın derdi var" diyen bi tip de olamam. Kendimi biliyorum. Mate'imle bunları konuştuk, konuştuk ve resmen "akşama kadar hayatımızın anlamını bulmalıyız bişeyler yapalım" durumu. Sonunda saçmaladığımıza karar verdik tabiki evet yaptık bunu. O değil de Öyle Bir Geçer Zaman Ki izliyorum hem de çok pis bir şekilde.Bunu asla inkar etmem. Ama Osman'a üzülmüyorum, bence o evin dertlisi Mete'dir, Aylin'dir. Bide dövemez diyorum, dizide o kadarını yapamazlar diyorum adam çatır çutur dalıyo çocuklara. Böyle dünyanın derdi bitmiyo falan ama benim aypodum olduğu için umrumda olmuyo. Ne şarkı yüklemeyi bildim tam olarak ne başka atraksyonlara girebildim, olsun, daha çok vaktimiz var bence.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder